Teknolojinin hızla ilerlemesi, küresel ekonominin dinamikleri ve demografik değişiklikler, tabii ki iş dünyasını da sürekli olarak yeniden şekillendiriyor. 2024 yılında da belli başlı trendler, şirketlerin iş modellerini, çalışma biçimlerini ve pazar yaklaşımlarını belirlemeye devam edecek. İşte bu yıl göz önünde bulundurmanız gereken başlıca iş dünyası trendleri…

Yapay Zekâ ile Değişen İş Tanımları

Yapay zekâ (AI – Artificial Intelligence), tahmin edilebileceği gibi 2024’te iş dünyasında en çok konuşulan konulardan… İş süreçlerini optimize etme, maliyetleri düşürme ve müşteri deneyimini iyileştirme konusunda şirketlere büyük avantajlar sağlayan otomasyon ve AI tabanlı çözümler, 2024 yılında da özellikle müşteri hizmetleri, üretim, lojistik ve pazarlama alanlarında etkisini artıracak. AI çalışanlarda her ne kadar “işimizi elimizden alacak” gibi bir endişeye yol açabilse de, yakın gelecek için konuşacak olursak, durum bundan çok, AI ile birlikte iş tanımlarının da değişip gelişmesi olarak kendini gösterecek. Örneğin çeşitli yapay zeka araçlarını kullanmak, yakın zamanda sektörden bağımsız pek çok çalışanın iş sorumlulukları arasındaki yerini aldı. Dolayısıyla, yapay zekayı bir rakipten çok iş ortağı olarak görmek ve onu kullanmak konusunda ustalaşmak, çalışanlara büyük getiri sağlayacak.

Veri Güvenliği ve Gizlilik

Kişisel ya da profesyonel, hayatlarımız git gide daha da dijitalize olurken, internetteki verilerimizin güvenliğini sağlamak da git gide daha karmaşık bir konu haline geldi. Özellikle de Facebook, LinkedIn gibi dijital devlerin yaşadıkları veri gizliliği skandallarıyla birlikte yakın gündemimizde kendine yer edinen dijital güvenlik, 2024’te de önemli bir konu olmayı sürdürüyor. Veri ihlalleri ve siber saldırılar, hem büyük hem de küçük işletmeler için ciddi tehditler arasında yer alıyor. Veri koruma yasalarının sıkılaşması ve tüketicilerin gizlilik konusundaki artan hassasiyeti, şirketlerin veri güvenliği politikalarına daha fazla yatırım yapmalarını gerektiriyor.

Çevre Bilinciyle, Daha Sürdürülebilir Çalışma

İklim değişikliği, yaşadığı yerden ve yaptığı işten bağımsız, herkesi doğrudan ilgilendiren önemli bir sorun. Hepimizin geleceğini tehdit eden bu sorun, organizasyonların karbon ayak izlerini azaltmasını, ve daha sürdürülebilir iş modelleri geliştirmesini zorunlu kılıyor. Bu konuda git gide daha da bilinçlenen tüketiciler ve yatırımcılar da, artık çevresel ayak izini azaltmaya çalışan, olabildiğince yeşil teknolojilere yatırım yapan şirketleri tercih ediyor. Örneğin, Visa’nın yaptığı araştırmaya göre, tüketicilerin %68’i, markanın sürdürülebilirlik politikasının, satın alma tercihlerinde rol oynadığını belirtiyor. Dolayısıyla 2024’te, karbon ayak izini azaltma stratejileri, sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi ve yeşil enerji kullanımı, rekabet avantajı sağlayacak önemli faktörler arasında yer alacak.

Uzaktan & Hibrit Çalışma

Pandemi ve hemen sonrasındaki dönemde yükselişe geçen uzaktan ve hibrit çalışma modelleri, 2024’te de popülerliklerini koruyor. Özellikle de co-working, sanal ofis gibi çalışma sistemlerinin yaygınlaşmasıyla, git gide daha fazla işveren ve çalışan uzaktan çalışma sistemine yönelerek iş – yaşam dengesini özgürce optimize edebiliyor. Bu uygulamalar, çalışanlar için üretkenliği artırırken, işverenlere de önemli maliyet avantajı sağlıyor.

Haftada 4 Gün Çalışma, Rutinleşiyor

İş dünyasındaki son gelişmeleri takip ettiyseniz, git gide daha fazla ülkenin haftada 4 günlük çalışma sistemini test ettiğini/uygulamaya başladığını fark etmişsinizdir. Önceleri sıra dışı görülse de değişen dünya ve çalışma alışkanlıklarıyla birlikte hızla benimsenmeye başlayan bu model, pek çok çalışanın da söylediğine göre üretkenliği önemli bir ölçüde artırıyor. 2024 yılında -ve ilerisinde- daha çok işletmenin bu modele geçmesi öngörülüyor.

Çalışan Deneyimine Yatırım

Artık çalışan memnuniyeti ve bağlılığı, şirketler için belki de her zamankinden daha önemli hale geliyor. Bu yüzden, 2024’te, çalışan deneyimini iyileştirmek amacıyla yapılan yatırımlarda önemli bir artış görüleceği düşünülüyor. Şirket için eğitim programları, daha geniş kariyer gelişim fırsatları, wellness uygulamalarıyla desteklenen daha sağlıklı çalışma ortamları, çalışan memnuniyeti ve sadakatiyle birlikte, işverenin yetenek çekme ve tutma kapasitesini de artıracak.